Doların yükselişine bağlı olarak artan yem fiyatları ve Doların düşüşe geçmesiyle birlikte, yem fiyatlarının sabit kalmasına karşı bir tepki de, benim haftalık aldığım sütçümden geldi.
Her zaman 5 kilo sütü 20 liradan veren sütçü Halit kardeşim, neden bu artış diye sorduğumda; abi 90 liraya yem alıyordum, şimdi ise yem fiyatı 140 liraya çıkmış, biz üreticileri korutmuyor deyince bende haklı olduğunu belirtip yapacak bir durum olmadığını söyledim.
Doları bahane edenler zamları geri çekmiyorlar. Bizde mecburen ayakta kalabilmek için zam yapmak zorundayız diyen sütçü Halit Kardeşimize bende, kafamı sallayarak onaylayıp, yolcu ettikten sonra bir düşündüm.
Ülkemizde salgın nedeniyle esnaflar zaten iş yapamaz haldeydi. Haliyle son veriler ülke ekonomisini, işçiyi, aileyi, borçluyu, tüketimi, kısaca hayatımızın her parçasını negatif seyirde daha fazla etkiledi.
Kim, ne tür açıklama yaparsa yapsın. Bu sorun hepimizin ve hepimiz aynı gemideyiz. Gemi batarsa alt güverte, üst kat ayırmaksızın herkesi bir şekilde etkileyecektir. Sorun artık kredi kullandırarak, yardım vererek çözülmez. Zaten Merkez Bankasının açıkladığı faiz kararı; enflasyonun daha fazla yükseleceği ve hayat şartlarının daha güç bir hal alacağının habercisidir. Bu nedenle önce devlet kurumları israf noktasında tasarrufa giderek halka öncü olmalıdır. Sonrasında halkın mevcut yaşam standartlarından feragat etmesi istenebilir diye bir naçizane düşüncedeyim.
Ne kadar haklı olup olmadığımı da siz okuyucularıma bırakıyorum?
Sağlıcakla, Sosyal mesafeli, maske ve hijyenle kalın?.
