Maymun Çiçeği hastalığı hakkında önemli açıklamalar
SAĞLIK 17.08.2024 14:12:00 0

Maymun Çiçeği hastalığı hakkında önemli açıklamalar

Kafkasya Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Doç. Dr. Cemalettin Ayvazoğlu, Maymun Çiçeği (Monkeypox) hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

MAYMUN ÇİÇEĞİ HASTALIĞI GÜN GEÇTİKCE YAYILIYOR

Kafkasya Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Doç. Dr. Cemalettin Ayvazoğlu, Maymun Çiçeği (Monkeypox) hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Kongo ve komşu ülkelerde görülen maymun çiçeği virüsü, Afrika kıtasının dışına da sıçradı. Dünya Sağlık Örgütü, İsveç'in Afrika bölgesi dışındaki ilk maymun çiçeği vakasını doğruladığını bildirdi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, İsveç'in, Afrika bölgesi dışındaki ilk Maymunçiçeği virüsü (MPOX) vakasını doğruladığını bildirdi. İsveç'in Afrika bölgesi dışında ilk M çiçeği vakasını doğruladığını kaydeden Kluge, DSÖ'nün, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve birkaç Afrika ülkesinde hızla yayılmasının ardından dün M çiçeği virüsünün "uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu oluşturduğunu" açıkladığını hatırlattı.

PEKİ NEDİR BU MAYMUN ÇİÇEĞİ (Monkeypox) HASTALIĞI

Doç. Dr. Ayvazoğlu Maymun Çiçeği hakkında şu bilgileri aktardı;

Monkeypox virüsü ilk olarak 1958 yılında Singapurüzerinden Danimarka’daki bir araştırma laboratuvarına gönderilen maymunların sağlık sorunlarının başlaması üzerineizole edilerek, tanımlanması yapılmıştır. Onaylanmış ilk insan Maymun Çiçeği vakası, virüsün Kongo Cumhuriyeti’nde bir çocuktan izole edildiği 1970 yılında gerçekleşmiştir.

 Hastalığın Etiyoloji: Maymun çiçeği, Poxviridae ailesi Chordopoxvirinae alt ailesi Orthopoxvirus genusundanmonkeypox virüsü türünün neden olduğu bir hastalıktır. MPOX, elektron mikroskop incelemede yaklaşık 200-250 nmçapında, zarflı, tuğla benzeri görünümde, lineer çift sarmallıbir DNA genomuna sahiptir.

 Hastalığın Epidemiyoloji: Maymun çiçeği, Orta ve Batı Afrika’da endemik olan zoonotik bir hastalıktır. Hastalığın etkeni ilk olarak maymunlarda identifiye edilmiş olsa dayapılan çalışmalar Afrika kemirgenlerinin virüsün rezervuarı olduğunu göstermektedir. Yapılan çalışmalar maymun çiçeği virüsün maymunları, fareleri, sincapları, sıçanları, çayır köpeklerini ve insanları enfekte edebildiğini göstermiştir Maymun çiçeği virüsünün Orta Afrika ve Batı Afrika olmak üzere genetik olarak farklı iki ayrı sınıfı bulunmaktadır. Orta Afrika sınıfı daha fazla rapor edilmekle birlikte daha yüksek oranda morbidite, mortalite ve insandan insana bulaş bildirilmiştir.

Maymun çiçeği hastalığı Afrika dışındaki insanlarda sporadik vakalar halinde görülmüştür. 2003 yılında Gana’dan Amerika’ya ithal edilen Gambiya sıçanlarının köpekleri enfekte etmesi ve bu köpeklerin de insanları enfekte etmesi sonucu 53 insan vakası rapor edilmiştir. Daha sonra, 2018 yılında Nijerya’dan İsrail’e seyahat eden bir yolcuda, 2019 yılında Nijerya’dan Singapur’a seyahat eden bir yolcuda vakaların görüldüğü bildirilmiştir. Ayrıca; 2021 yılında ise Nijerya’dan İngiltere’ye dönen 3 kişide maymun çiçeği tespit edilmiştir. Günümüzde ise ülkemizde dahil olmak üzere (1 kişi), 52 farklı ülkede 5783 kişide maymun çiçeği tespit edilmiştir.

 Bulaşma: Bulaşma enfekte hayvanın vücut sıvıları, kanı, kutanöz veya mukozal lezyonları ile direkt/indirekt temas sonucu olmaktadır. Ayrıca enfekte hayvan tarafından tırmalanma, ısırılma veya avlanan enfekte hayvanların etinin tüketilmesiyle de bulaş bildirilmiştir.

İnsandan insana bulaşta ise; enfekte insanın vücut salgıları, lezyonlu deri döküntüleri ile direkt/indirekt temas, enfekte insan ile uzun süreli fiziksel yakın temas sırasında respiratörik salgılar, cinsel temas, enfekte anneden fetusa plasenta yolu ile olduğu bildirilmiştir.

 Hastalığın Klinik Bulguları: İlk semptomlar ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, yorgunluk ve lenfadenopatidir. Yaklaşık 1-2 gün sonra, ağızda mukozal lezyonlar gelişir ve bunu yüz, ekstremiteler, avuç içi ve ayak tabanları da dahil olmak üzere deri lezyonları izlemektedir. Daha sonraki 1-2 hafta içinde lezyonlar sırasıyla makül, papül, vezikül ve püstül olmak üzere birbirini takip etmektedir. Lezyonlar yaklaşık olarak 5-7 gün püstüler fazda kaldıktan sonra açılmakta, kabuklaşma ve deri döküntüleri başlamaktadır. İlk semptomdan itibaren genellikle 3-4 hafta sonra hasta iyileşmekte ve özellikte deri kabukları kendiliğinden dökülmesinden itibaren hastalık enfeksiyöz karakterini kaybetmektedir.

 Maymun çiçeği (Monkeypox) Deri Lezyonları

B99AB053-AE92-4ECB-9150-DDF847064C0E.jpg

 Hastalığın Tanısı: PCR testi ile koyulmaktadır. Tanı için uygun örnekler vezikül ve püstüllerin içindeki sıvı ve kabuk materyalidir. Uygun durumlarda lezyonlu deriden biyopsi de alınıp gönderilebilir. Maymun çiçeğinde inkübasyon süresinin kısa olduğu unutulmamalıdır.

 Koruma ve Kontrol: Günümüzde maymun çiçeği enfeksiyonu için klinik olarak kanıtlanmış spesifik bir tedavi bulunmamaktadır. Maymun çiçeğinin kendini sınırlayan bir özelliği olması da yaklaşık 2-4 hafta içinde lezyonların ve hastalık tablosunun gerilemesine neden olmaktadır. Çoğu viral hastalıkta olduğu gibi, etkilenen bireylerde semptomatik tedavi yapılmaktadır. Ancak olası salgını önlemeye yardımcı olabilecek koruyucu önlemler de alınmalıdır. Bu kapsamda;enfekte olan kişinin karantinaya alınması, cerrahi maske takması, tüm deri lezyonları kabuklaşıncaya ve kendiliğinden düşüp yerine yeni bir deri tabakası oluşana kadar lezyonların üstünün kapatılması önemlidir. Ayrıca şiddetli vakalarda; intraselüler viral salınım inhibitörü tecovirimat, DNA polimeraz inhibitörü brincidofovir, ve intravenöz vacciniaimmün globülini, maymun çiçeği virüsüne karşı kullanılabilir.

Karantinaya alınan kişiler, hastalığın inkübasyonsüresinin üst limiti olan 21 gün boyunca günde 2 kez hastalığın semptomları yönünden izlenmelidir. Maymun çiçeği hastalığında bulaşıcılık ve semptomlar arasında bir korelasyon olup, enfekte insanlar ile yakın temasta bulunan kişiler asemptomatik ise karantina altına alınmasına gerek yoktur. Bazı durumlarda (enfekte bireyin vücut-solunum sıvıları ile direkt teması gibi) modifiye Vaccinia Ankara (MVA) aşısının temas sonrası kullanımı önerilmektedir. CDC (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri)’ye göre virüse maruziyetten sonraki üç gün içinde olan aşılama hastalıktan korumakta, 14 gün içindeki aşılama ise hastalığın şiddetini azaltmaktadır.

Replikasyon defektif MVA aşısı, diğer çiçek aşılarına nazaran daha güvenli şekilde kullanılmakta olup, dört hafta arayla, iki doz şeklinde uygulanmaktadır. Çoğalma özelliği bulunmadığı için diğer canlı çiçek aşıları gibi deri lezyonu oluşturmamakta ve vücutta yayılım göstermemektedir. Ayrıca yapılan çalışmalar bağışıklık sistemi baskılanmış, atopik bireylerde dahi antikor yanıtı oluşturduğunu ve güvenle kullanılabileceğini göstermiştir.