Bir seçimi daha atlattık...
Halil İbrahim Dursunoğlu
Tüm dünyada demokrasinin en iyi tecelli ettiği ülke bizim ülkemizdir. Türkiye´de ise en güzel Ardahan´ımızda tecelli etmektedir. Son yirmi senede ülkemizde demokrasinin nasıl geliştiğini görmemek için ya kör olmak lazım ya da bu ülkede yaşamıyor olmak lazım. Hele ki belli bir yaşın üstündekiler ülkemizin, siyasetimizin ve demokrasinin ne badireler atlattığına bizzat şahit olmuşlardır. 1923´te başlayan demokrasi imtihanımız 2016 yılına kadar bir çok engelle karşılaşmıştır.
Ülkemiz ilk demokrasi sınavını 27 Mayıs 1960 yılında verdi ve ne yazık ki bu sınavdan sınıfta kaldı. 1960 darbesi Türk demokrasisine yapılan ilk bilinçli suikasttır ve maalesef bu suikast ülkemizin öz be öz çocukları olan kendi askerimiz tarafından yapılmıştır. Bu suikast Türk demokrasi tarihini temelinden etkileyerek ülkemizde her şeyin değişmesine sebep olmuştur. İhtilalden sonra ülkemiz 2002´ye kadar bir türlü toparlanamadı..
Güzel ülkemizin 60larda, 70lerde ve 80lerdeki iktidarsızlığının mihenk taşını bu ihtilal olmuştur. Bu ihtilalden sonra 71 muhtırası ve 80 darbesi takip etmiştir. 60´dan sonra kaos ortamı başlayan ülkemizde 71 muhtırasından sonra ülkemiz iyiden iyiye karışmıştır. Sabah solcuyu öldüren silah akşam sağcıyı öldürdü. Bu dönemde bir çok şehit verildi, bir çok bedel ödendi. Güzel Ardahan´ımızda bu kaos ortamından maalesef nasibini aldı. Zaten yatırım gelmeyen şehrimize yatırım yapan insanları da kaçırdılar. Ben o zamanları görmedim ama dedemgil, babamgil çok anlattılar. Evlerimize bomba konuldu, araçlarımız yakıldı. Dedelerim Salim, Mehmet ve Naim Dursunoğlu Ardahan´a yatırım yaptıkları için tehdit aldılar, yolları kesildi ve hatta şehit edildiler. Ardahan´da Merkez Cami, İmam Hatip Okulu, Kız Meslek Lisesi, Kız Kuran Kursu, ova köylerine giden köprülerin hepsi dedelerim tarafından yapıldı ve bu belli bir kısmı rahatsız etti. Bu yolda dedem Salim Dursunoğlu´nu Senatör adayı iken Göle´de şehit ettiler. Milli görüşün, sağın her zaman kalesi olan Dursunoğulları ?yani bizler- en büyük bedeli ödedik...
Peşine 80 darbesi, 28 şubatın yaşanması ile Türkiye ve Ardahan demokrasisi bir daha sekteye uğratıldı. Halkın isteği, iradesi her seferinde geri plana atıldı. 2002 yılında seçime büyük bir katılımla Ak Parti iktidara geldi ve Türk Demokrasisini yeniden imar etmeye başladı. 2002 yılından bu yana demokrasimiz gelişmeye devam etti. Her alanda gelişen ülkemiz 2007 yılında tekrardan sekteye uğratılmak istendi. İktidarın dirayetli davranarak bu suikasta karşı koydu. Seçimlere katılım giderek arttı. Türkiye´nin bu halinden rahatsız olan güçler sırasıyla Gezi Parkı, 17-25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz darbe girişimi ile güzel ülkemizin gelişmesini engellemeye çalıştılar. Ama halkımız bu girişimlere tepki göstererek her seferinde seçimlere daha çok katılım göstererek; kendi seçiminin ne kadar önemli olduğunu ispatlamıştır.
Avrupa ve Amerika´da seçimlere katılım oranları %48 civarındayken güzel Ardahan´ımızda 24 Haziran seçimlerinde %85, 31 Mart yerel seçimlerinde ise %81 civarındaydı. Bu katılım oranları halkımızın demokrasiye ne kadar önem verdiğini göstermektedir.
Milletvekili adayı olduğum 24 Haziran seçimlerinde Ak Parti; 58.425 oy içerisinden 21.702 oy almış, Cumhur ittifakı ise 25.658 oy almıştır. 31 Mart İl Genel seçimlerinde ise Ak Parti; 53.476 oy içerisinden 19.444 oy alırken Cumhur İttifakı (Ak Parti ve MHP oy toplamı) ise 23.671 oy alabilmiştir. 9 ay içerisinde Ak Parti %10,40 oranında 2.258 oy kaybetmiştir. Bu kayıbın nedenini iyice düşünmemiz lazım; nerede hata yaptık? Seçimi atlattık ama bence sorarsanız seçim daha yeni başlıyor. 4,5 sene durmadan, yorulmadan çalışarak kaybettiğimiz oyları ve belediyeyi geri almamız gerekiyor. Seçim sonuçları için birbirimizi suçlamayı bırakıp birlik olup; 4,5 sonrasını zaferle taçlandırmamız gerekiyor..
