Tarih: 19.08.2025 17:38

ALİ RIZ ARDAHANÎ’NİN “Mİ‘YÂRÜ’L-MÜNÂZARA” ESERİ 134 YIL SONRA TEKRAR YAYIMLANDI

Facebook Twitter Linked-in

Osmanlı'nın ilim ve kültür hayatında iz bırakmış kıymetli müelliflerinden biri de mantık âlimi Ali Rızâ Ardahanî'dir. Posoflu Atabekoğulları'ndan, Ardahan'ın Halilefendi Mahallesi'nde meskûn Kayapaşazâdeler koluna mensuptur. İyi bir eğitim ve öğretimgörmüş, Arapça ve Farsça da öğrenmiştir. Erzurum'dan Yemen'e kadar uzanan coğrafyada; 19. ve 20. yüzyıl Osmanlı bürokrasisinde çeşitli görevlerde bulunan, aynı zamanda kalemiyle de ilim âlemine katkı sunan bu münevver şahsiyetin Mi'yârü'l-Münâzara adlı eseri, telifinden tam 134 yıl sonra Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından yeniden neşredilmiştir. Mi'yârü'l-Münâzara, geç Osmanlı düşünce dünyasında mantık ve münâzara ilminin nasıl kavranıp sistematize edildiğine dair önemli, ilmî bir belge niteliğindedir.

 Latinize edilen bu eser, Münâzara Risâleleri başlığı altında, klasik mantık ve münâzara ilmini konu alan üç ayrı risâlenin bir araya getirilmesiyle tek cilt hâlinde hazırlanmıştır. Eserdeki metinler; Abdünnâfi İffet Efendi tarafından kaleme alınan Tercüme-i Âdâb-ı Gelenbevî, Ali Rıza Ardahanî'ye ait Mi'yârü'l-Münâzara ve AhmedHamdi Şirvânî imzalı Mukaddime-i İlm-i Münâzara adlı risâlelerdir. Her biri, Osmanlı medrese eğitiminde mantık ve hitabet disiplinleri açısından önemli bir yere sahip olup, münâzara ve delillendirmegeleneğinin farklı açılardan nasıl ele alındığını göstermesi bakımından dikkat çekicidir.

 Bu risâleler arasında yer alan Mi'yârü'l-Münâzara, 1891 yılında İstanbul Mahmud Bey Matbaası'nda basılmıştır. Müellif, eserine mensur bir münâcat ve naatla başlamış, ardından münâzara ilminin tanım ve gerekçesini ortaya koymuştur. Ali Rıza Ardahanî'ye göre münâzara; ilmî meselelerde doğruya ulaşma gayesiyle kullanılan aklî bir yöntemdir. Bir fikrin savunulması veya çürütülmesi sürecinde kullanılacak yöntemlerin belirlenmesi, yalnızca bilgi aktarımı için değil, zihnî istikrar ve fikir disiplini için de elzemdir. Bu sebeple münâzara ilmi, kelamdan fıkha, felsefeden sosyal meselelere kadar pek çok alanda kullanılabilir bir tefekkürmetodolojisi olarak değerlendirilmelidir.

 Eserde, soruların ve cevapların hangi şartlara göre oluşturulacağı, delillerin kabul ya da reddedilme ölçütleri, tartışma usulleri gibi konular sistemli biçimde ele alınmıştır. Müellif, dönemin eğitim anlayışını da dikkate alarak, bu çalışmayı Sultan II. Abdülhamid'inmaarif hamlelerinden ilhamla kaleme aldığını ifade etmektedir. Eserin bir diğer özelliği de Türkçe kaleme alınmış olmasıdır. Bu yönüyle, mantık literatürünün Arapça dışındaki klasik dil ortamlarında da üretilebileceğini göstermesi bakımından kıymetlidir.

 Ali Rıza Ardahanî, ilk defa 2018 yılında genel yayın yönetmenliğini üstlendiğim Ardahan Araştırmaları dergisinde yayımlanan ve tarafımızca yazılan bir makaleyle kapsamlı biçimde tanıtılmış, ardından eseri bir yüksek lisans tezine de konu olmuştur. Bu süreçte tezi hazırlayan öğrenciye bilgi ve belge desteğinde bulunulmuş, ayrıca yerel yönetim nezdinde yapılan başvuru neticesinde de müellifin adı; Ardahan'daki bir sokağa verilerek isminin doğduğu şehirde de yaşatılmasına tarafımızca aracı olunmuştur.

 Bugün ise, İbrahim Çapak, Abdullah Demir ve Hüseyin Örstarafından büyük bir titizlikle yayına hazırlanıp, Türkiye Yazma Eserler Kurumu'nca basılan eser, sadece Mi'yârü'l-Münâzara'nındeğil; onunla birlikte neşredilen diğer iki klasik metnin de günümüzle buluşmasına vesile olmuştur. Basımı yapılan eserlerin her biri; tartışma etiği, akıl yürütme teknikleri ve delil temelli düşünce yapısının Osmanlı eğitim sisteminde nasıl bir yere sahip olduğunu ortaya koymaktadır.

 Münâzara Risâleleri adlı bu çalışma, gerek klasik ilim meraklıları gerekse günümüz düşünce ve eğitim dünyasına katkı sunmak isteyen araştırmacılar için önemli bir başvuru kaynağıdır. Bu vesileyle ilim tarihimizin kıymetli bir parçası olan bu üç risâleninyeniden gün yüzüne çıkarılmasını sağlayan Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı'na ve emeği geçen tüm ilim erbabına teşekkür ediyoruz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —