Sendikalar, 1 Mayıs’ta taleplerini dile getirdi

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı sendikalar, 1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nde basın açıklaması yaparak taleplerini dile getirdi.

GÜNCEL 1.05.2023 14:53:00 0
Sendikalar, 1 Mayıs’ta taleplerini dile getirdi

Şenol Kirman/Ardahan Medya

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı sendikalar, 1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nde basın açıklaması yaparak taleplerini dile getirdi. 

Milli Egemenlik Parkında düzenlenen basın açıklamasına Emekli Sen ve Eğitim İş sendika üyeleri, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, CHP Ardahan İl Başkanı Yalçın Taştan, CHP Ardahan Milletvekili adayı Özgür Erdem İncesu ve Yeşil Sol Parti Ardahan Milletvekili adayı Özgür Tanış katıldı. Emekli Sen Ardahan İl Başkanı Çetin Bölük ve Birleşik Kamu İş Konfederasyon Başkanı ve Eğitim İş Sendikası Ardahan İl Başkanı Yıldız Küçük basın açıklaması yaptı. Sendika üyeleri de taleplerini ellerinde taşıdıkları döviz ve pankartlarla dile getirdi.

DİSK Emekli-Sen Ardahan İl Temsilcisi Çetin Bölük, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; 

“Mutlu Bir Hayat Filizlenir, Kavganın Ufuklarından Yurdumun Mutlu Günleri, Mutlak Gelen Gündedir.

DİSK Emekli-Sen olarak, Türkiye’deki emeklilerin sesi olmak için; işçilerle, emekçilerle, kadınlarla ve gençlerle 1 Mayıs’ta alanlarda buluşacağımızı onurla haykırıyoruz!

Biliyoruz, 1886 yılından 2023’e tam 137 yıldır her 1 Mayıs, iktidarların, sermayedarların korktuğu günler olmuştur. İşçilerin, emekçilerin, emeklilerin, kadınların, gençlerin sokaklara çıkması, meydanları doldurması, haklarını ve taleplerini inatla ve inançla savunması yüzyıllardır tehlikeli bulunmuştur. İktidarlar koltuklarını; sermayedarlar kasalarını kaybetmekten ölesiye korktukları içindir ki 137 yıldır her 1 Mayıs’ta sesimiz kısılmaya, sözümüz kesilmeye, marşlarımız susturulmaya çalışılmıştır. Ancak ne sesimizi yükseltmemize ne sözümüzü haykırmamıza ne de her dilden marşlarımızı hep bir ağızdan söylememize engel olabilmişlerdir.

“Vardık, varız, var olacağız!”

İşte her 1 Mayıs’ta olduğu gibi, bu yıl da çıkıyoruz fabrikalardan, evlerden, atölyelerden, bürolardan, mağaza reyonlarından, tersanelerden, çöp kamyonlarından ve nicesinden. Çıkıyor ve birleşiyoruz, birleşiyor ve haykırıyoruz yüreklerimizdeki mücadele azmini; ellerimizin değiştirme gücünü!

Değiştireceğiz!

Resmi enflasyon rakamlarının dahi işçilerin, emekçilerin, emeklilerin her geçen gün yoksullaştığını gizleyemediği,

Gıda enflasyonunun her gün soframızdan bir dilim ekmeği daha eksilttiği,

Milyonlarca işsize milyonlarca yeni işsiz eklendiği,

Gelir adaletsizliğinin derinleştiği,

Asgari ücretin açlık sınırı altında; emekli maaşlarının ise asgari ücretin dahi altında kaldığı,

İşçilerin, emekçilerin, emeklilerin sendikal hak ve özgürlüklerinin gasp edildiği bu kara tabloyu değiştireceğiz!

Değiştirmek için 1 Mayıs’a!

Ölüm ve işsizlik arasında seçim yapmaya zorlanan işçiler ve emekçiler, 

Evlerinden resmi tatil, hafta tatili demeden uzaktan çalıştırılan işçiler ve emekçiler,

Ucuz ve görünmeyen emeğiyle dünyayı her gün yeniden üreten kadınlar,

Gelecekleri ipotek altına alınmaya çalışılan gençler,

Emek ve demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz diyen emekliler;

Gelecek 1 Mayısları, emeğin Türkiye’sini müjdelemek için,

Yeni toplumsal düzeni kendi ellerimizle inşa etmek için, 

İnsana yakışır bir iş; insana yakışır bir emeklilik yaşamı için,

Yarının eşit ve özgür dünyasını birlikte kurmak için haydi 1 Mayıs’a!

YAŞASIN 1 MAYIS! YAŞASIN DİSK! YAŞASIN EMEKLİ-SEN”

BİRLİKTE MÜCADELE EDEREK 1 MAYISLARI BAYRAM YAPACAĞIZ!

Birleşik Kamu İş Konfederasyon Başkanı ve Eğitim İş Sendikası Ardahan İl Başkanı Yıldız Küçük ise şunları söyledi; İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs, bu yıl Türkiye’de bir bayram olarak kutlanmaktan her zamankinden daha uzaktır.

Yanlış ekonomi politikalarında inat edilmesiyle emeğin her gün biraz daha değersizleştiği ülkemizde, yaşanan ekonomik kriz emekçileri nefes alamaz hale getirmiştir.

İktidar yandaşları için şahlanan ekonomide, işçinin emekçinin payına düşen tek şey zam, zulüm ve yoksulluktur.

Ülkede orta sınıf diye tabir edilen gelir grubu artık kalmamış, çalışan nüfusun büyük çoğunluğu insanca yaşamaktan uzak olan asgari ücrete hapsedilmiştir. Zengin ile yoksul arasındaki makas her zamankinden daha çok açılmış, gelir adaletsizliği tarihi şekilde tavan yapmıştır.

Daha birkaç yıl öncesine kadar ev taksiti olacak meblağlar artık kira olarak verilir hale gelmiş, emekçiler için ömür boyu çalışsa dahi ev alma ihtimali piyango çıkma ihtimaliyle aynılaştırılmıştır.

İşçi sınıfı artık sebze/meyveyi taneyle almaya başlamıştır. Tüketilmesi kaçınılmaz olan temel gıda maddelerindeki günlük fiyat artışlarına market çalışanları etiket yetiştiremez hale gelmiştir. Cumhuriyet tarihinde ilk kez 1 kilo beyaz peynirin fiyatı, gram altının fiyatına ulaşmıştır. Et giremeyen hanelerin avuntusu olan kıyma dahi lüks hale gelmiş, “yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” türküsü iktidar sayesinde gerçeğe dönüşmüştür.

Bu ağır yoksullaşma ve yüksek sömürü düzeninde, tüm kamu emekçileri gibi biz eğitim emekçilerinin de geçinmesi imkansız hale gelmiştir.

En tepeden sarfedilen “Öğretmenler en az 20 bin lira alıyor” gibi gerçekdışı sözler, biz eğitim emekçilerinin yaşadığı ağır yoksulluğu kamufle edememektedir.

Gerçek şudur: Eğitim emekçileri geçinememektedir. Borçla ay sonunu getirmeye çalışmakta, kredi ve kredi kartlarıyla ailesinin ihtiyaçlarını gidermeye çalışırken borç sarmalına girmekte, sarı sendikalar ile hükümetin müsamereyi andıran toplu görüşmeleri nedeniyle soğan fiyatlarındaki artış kadar bile ücret artışı alamamaktadır. Eve boynu bükük, sınıfa düşünceli girmektedir. Liyakatsizce seçilmiş yöneticilerin baskısı, öğrencilerine laik, çağdaş ve kamusal bir eğitim veremiyor olmanın stresi altındadır. Zaten sözleşmeli, ücretli, kadrolu diye çalışma hukukuna bile aykırı biçimde ayrıştırılarak sömürülüyorken bir de garabet ÖMK eliyle tekrar ayrıştırılmanın ve kategorize edilmenin baskısını yaşamaktadır.

Bu böyle gidemez ve gitmeyecektir! Cumhuriyetin kurucusu olan Başöğretmen’in yeni nesilleri emanet edeceği kadar güvendiği bizler, bu hakaretleri, kölelik zincirini, değersizleştirmeyi kabul etmiyoruz!

TÖS’ten, TÖB-DER’den miras aldığı öğretiler ışığında ilerleyen; eğitim emekçisinin hakları ve itibarı için verdiği mücadeleden asla taviz vermeyen, Başöğretmen Atatürk’ün eğitim neferlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Eğitim-İş olarak, tüm eğitim emekçilerine sesleniyoruz:

Gün; haklarımızı, mesleğimizin itibarını, gençlerimizin geleceğini savunmak için omuz omuza verme günüdür. Gün; eğitimi ve eğitim emekçisine tepeden bakan, parmak sallayanlara Fakir Baykurt’un dediği gibi ders verme günüdür! Öğrencilerimize öğreteceğimiz en önemli şeylerden birisi haksızlığa karşı susmamaksa, gün kendi uğradığımız haksızlığa karşı da susmayacağımızı göstermenin günüdür. Gelin, safları sıklaştıralım!

Başta eğitim emekçileri olmak üzere tüm işçi sınıfının 1 Mayıs’ını kutluyor, 1 Mayısları bayram yapacağımız günleri hep birlikte öreceğimize inanıyoruz.

YAŞASIN EĞİTİM-İŞ! YAŞASIN 1 MAYIS! YAŞASIN HAKLI MÜCADELEMİZ! YAŞASIN İŞÇİ SINIFININ KARDEŞLİĞİ!


1

Çamlıçatak Köyünde hayvanlar su içsin diye yürüyüş yolu yapıldı

2

Doğu Yılmaz’a vitrin maçı

3

Çiftçiler, TARSİM Sigortası Hakkında Bilgilendirildi

4

Yangınları önlemek için ormandaki çöpler toplandı

5

Öğrenciler bilim fuarında yeteneklerini sergilediler