Değerli Ardahanlı bal sever kardeşlerim. Ardahan arıcıları olarak çok önemli bir vurgun yaşadık.
Değerli Ardahanlı bal sever kardeşlerim. Ardahan arıcıları olarak çok önemli bir vurgun yaşadık. Geçmişte de gördüğümüz gibi bu işin doğasında vardır. Gerçekler ışığına baktığımız da şunu görürüz. Arı ve arıcılık olmazsa bal dan söz etmek mümkün olmaz. Arı bir sinek değildir. Başlı başına bir kültürdür. Arının varlığı yaradılış dinazorlar devrine kadar uzanır. İlk çağ ve orta çağlarda insanoğlu balı tatmıştır. Bir çiçeğin özünde tatlı bir suyun nasıl bala dönüştüğünü bilim insanları bile tespit edememiştir. Atalardan kalma bir söz vardır; derler ki, tuz kokmaz bal bozulmaz. Mısır piramitlerinde ve İtalya da iki bin beş yüz yıllık bal bulunduğunu sizlerde duymuşsunuz dur. Bal binlerce yıl önce önemini korumuş günümüz bilim çağında bal insan sağlığı için adeta mucizevi bir ilaç haline dönmüştür. Günümüzde de artarak devam etmektedir. Tarih bal la ilgili vurgunun bundan on beş bin yıl önceye ait oluğu sanılmaktadır. Antik çağda bal bilgelik ve zenginlik sembolü olarak değerlendirilmiştir. Anadolu Hitit döneminde arıcılık üreme, kültür ve ebedi hayat sembolü bal olarak görülmüştür.
İLİM ADAMALARI BAL İÇİN NE DEDİLER.
1 – HİPOKRAT: Balın hava suya eşdeğerde olduğunu söylüyor.
2 – İBNİ-SİNA : Balın çok değerli bir panzehir olduğunu, fiziksel ve ruhsal pek çok hastalığın tedavisinde tek başına veya bitkilerle karıştırılarak şerbet olarak ta kullanılır.
BALIN BİLEŞİMLERİNİ TOLAN ŞÖYLE TESBİT ETMİŞTİR.
1 – Karbonhidrat, proteinler, asitler, enzimler, su ve polen.
Standartlara göre %15-18 su, %40 fruktoz, %35 kalsiyum ve sodyum C vitamini ise yüksektir. Bal da yağ yoktur. Balda B vitaminlerinin tamamı mevcuttur. Çok çeşitli ballar bulunup en değerlisi kır çiçek balıdır. O da Ardahan da mevcuttur.
ARDAHAN’DA ARICILIK
1950 yılından önce kütük dediğimiz ilkel bir şekilde yapılmakta idi. 1944 Ardahan Sugöze köyüne Öğretmen olarak geldiğimde Kafkas muhacirlerinden Kazım Muğan bey Rus tipi dadan kovanları ile arıcılık yapılmaktaydı. Köy Enstitüsünde almış olduğum bilgiler ışığında 1955 yılı itibari ile dünyaca standart langstrot kovan tipi ile arıcılığa başladım. Halende devam etmekteyim.
Ardahan arıcılığının gelişip yaygınlaşması konusun da Ardahan Tarım İl Müdürlüğü Kırsal Kalkınma kalanıyla ücretsiz arı dağıtma ve şeker yardımı unutulmasın.
Kafkas Arı ırkının korunması, kovan yapımın da başarıları, Arcılar birliğinin çalışmaları için tüm Kurum ve Kuruluşlara sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Sonuç olarak arkadaşlarıma diyorum ki, eldeki mevcut arı sayımızı ilk bahara sağlam çıkarmanın yollarını aramalıyız. Çünkü; ALBERT EİNSTEİN’in dediği gibi arı varsa bizde varız. Arı yoksa bizde yokuz.
KAZIM ARICI
EMEKLİ ÖĞRETMEN