Ardahanlı yazarın kitabı Amerika ve Kanada’da Malakanlara tanıtılacak

Ardahanlı yazar Cengiz Karahan’ın Malakanların hayatını anlatan “Güz Kuşları” romanı ISCABO (Uluslararası Bilim, Kültür, Sanat ve İşadamları Organizasyonu) tarafından İngilizceye çevrilerek Amerika ve Kanada’da Malakanlara tanıtıl

GÜNCEL 17.11.2022 16:56:00 0
Ardahanlı yazarın kitabı Amerika ve Kanada’da Malakanlara tanıtılacak

Ardahanlı yazarın "Güz Kuşları" romanı Malakan familyasına ulaştırılmak üzere Kanada ve Amerika'da bulunan ISCABO (Uluslararası Bilim, Kültür, Sanat ve İşadamları Organizasyonu) temsilcilerine iletilerek ve gerekli araştırmalara başlandı.

Ardahanlı yazar Cengiz Karahan’ın Malakanların hayatını anlatan “Güz Kuşları” romanı ISCABO (Uluslararası Bilim, Kültür, Sanat ve İşadamları Organizasyonu) tarafından İngilizceye çevrilerek Amerika ve Kanada’da Malakanlara tanıtılacak. Malakanlar “Güz Çimeni” romanı sayesinde geçmişini tanıma fırsatı bulacak. Yapılan bu çalışma Ardahanlı yazar Cengiz Karahan için gurur kaynağı oldu.

GÜZ KUŞLARI KİTABI HAKKINDA KISA BİLGİ

Kars, Ankara, Amerika üçgeninde; yetim ve öksüz Malakan çocukları İvan’la  Polye, Karsli Karapapak Kasım ile Malatyalı Kürt kızı Fatma etrafında gelişen, sürükleyici bir serüvenler zinciri, kurgu ve gerçekliği. (Roman)

“İnsan doğduğu yere aittir. Kendini özleştirdiğin bir anın olmalı, özlemini çektiğin yerle ilgili. Elinden tutup, sokağa çıkan bir baban, koynunda uyuyup, kokusuyla büyüdüğün bir annen olmalı. Lokmanı paylaşırken didişip, itiştiğin, birlikte ağlayıp güldüğün kardeşlerin olmalı, mesela. Çocukluğun orada geçmiş olmalı.

“Dededen Kafkas göçmeni Karslı Kasım, yine Kafkas göçmeni Malakan Vasil’in sahipsiz kalan iki çocuğu; İmam’la (İvan), İffet (Polye) ve Pötürgeli Kürt kızı Fatma birbirlerine tutunarak yaşayanlardan bazılarıydı.”

“O yıllarda Kars etrafında durmadan yer değiştiren Vasil ailesi diye bir Malakan ailesi vardı. Bu aile uzun yıllar, sürekli yer değiştirerek, su değirmeni olan köyleri ve yerleşim yerlerini geziyorlardı. Vasil ailesi mülk edinemediği için, değirmen sahibi diğer Malakanlara aylık veya yıllık, ya da birkaç yıllığına ücretle çalışıyorlardı. Geçimlerini böyle sağlıyorlardı.”

“Vasil karısı ve çocuklarıyla nehrin kenarına, karşıya geçecekleri yere geldiğinde sabahın ilk saatleriydi. Hava bir hayli bozuktu, bulutlar yoğundu. Gökyüzünü kara bulutlar kaplamıştı. Çok şiddetli olmamak üzere kaba yel esiyordu. Hava Vasilerin durduğu yerden ötelerde, nehrin akışına göre yukarılarda daha bir bozuk ve kara bulutlu görünüyordu. Uzaklarda, yukarılarda kesintisiz  gök gürlüyor, şimşekler çakıyordu.”

“Vasil’le karısı ve iki çocuğu nehrin ortasına geldiklerinde, önce çok yakından gelen, uğultulu ve korkutucu bir ses duydular. Sonra azgınca coşmuş nehrin üzerlerine geldiğini gördüler. Nehir suyunun yuvarlanan dalgalar halinde gelmesini görmeleriyle azgın suya kapılmaları saniyeler içinde oldu. Sanki yukarılar toprağıyla, taşıyla yerinden kopmuş üzerlerine gelmişti. Vasil, karısı ve iki çocuğu sadece çığlıklar atarak gözden kaybolmuşlardı.”

“Nehrin kıyısında karşıya geçmeyi bekleyen İvan ile Polye avazlarının çıktığı kadar bağırarak annelerinin, kardeşlerinin ve babalarının arkasından bakmaktan başka bir şey yapamıyorlardı. Coşan nehrin suları, babalarının yanlarına bıraktığı eşyayı da götürmüştü. Kendileri nehrin yatağından uzaklaşarak sele kapılmaktan kurtulmuşlardı.”

“Bir eylül sabahıydı, İvan’la Polye barındıkları  Kars’taki ailenin evinden ayrılırlarken. İvan on, Polye sekiz yaşlarındaydılar. Çocuk akılları yetmiyordu, sonlarını tahmin etmeye. Yeni bir hayat, yeni bir ortam, tanımadıkları onlarca kendileri gibi sahipsiz çocuklar, kocaman kocaman erkekli kadınlı yurt görevlileri…”

“Anadan doğduktan itibaren zaten eksile eksile yürürüz zaman denen tarifsiz kavramın içinde. Ta ki, sürekli dökerek eksilttiğimiz ömür kabında bir şey kalmayıncaya kadar, öleceğimizi bildiğimiz halde ölmeyecek gibi tutunuruz yaşama.   

İffet hayatının son demlerini yaşıyordu. Çektiği acıların/sancıların etkisiyle, çocukluk yıllarından bu yana yaşadıklarını, sanki birilerine anlatıyormuş gibi inlemeler arasında sürekli konuşuyordu.”

“İffet’in gördüğü tedaviler sonuç vermemişti. Aldığı ilaçlar acılarının dinmesine kifayet etmemişti. Dayanılmaz acılar içinde son nefesini verirken; “hey! Şevket dyanda, Güz Kuşları katarından birisi daha ayrıldı. Bir daha dönmeyeceği toprak anasına gidiyor” diyerek, ruhunu teslim etmişti.”

CENGİZ KARAHAN’IN ÖZ GEÇMİŞİ

1956 Ardahan İli Göle İlçesi Kalecik Köyü doğumlu olan Cengiz Karahan, 14 yıl öğretmenlik yaptı.  ÜSS’na girerek Gazi Ü. Eğit. Bil. kazanıp 4 yıl hem öğretmenlik yapıp hem de üniversiteyi okudu. Üniversiteyi bitirdikten sonra, müfettiş oldu. 21 yıl müfettişlik yapan Karahan, 2014 yılında Ankara Milli Eğitim Müdürlüğünden Maarif Müfettişi olarak emekli oldu. Emekli olduktan sonra yazarlık yapmaya başladı. Ankara’da oturuyor, evli ve üç çocuk babası.  

Yayınlanmış yedi kitabı olan Cengiz Karahan’ın, bunlardan ikisi şiir, diğerleri roman ve öykü.


1

VALİLİKTEN ÇEVRE TEMİZLİĞİ SEFERBERLİĞİ

2

Kura Spor sahasında grup liderine farklı mağlup oldu

3

Başkan Budak, Göle Kadın Kooperatifi toplantısında katılımcılara projelerini aktardı

4

Ardahan’da pompalı tüfekle çevreye rastgele ateş açan şahıs etkisiz hale getirildi

5

Başkan Faruk Demir, kimse verdiği oydan pişman olmayacak